ERGANİ'NİN TARİHİ Eskiden Diyarbakır'ın kuzeyine Şophone (sofan ) bölgesi denirdi.bu bölgeye Urartular Şupani ya da Şupa diyorlardı.Harput bölgesi adından gelen Şophone terimi ,Murat ve Dicle nehirleri arasından kalan.Tunceli ve eğil ilçesini kapsayan idari etkin bir anlam taşıyordu. Daha eski adı ise İşuva idi Alzi Çüngüş, Ergani ,Maden bölgesinin kuzey ve batı kısmı ile Malatya civarını kapsayan bir bölgeyi ifade ediyordu.Hititler buraya Alzi (Alşe) adını vermişlerdi. Mihrap ve Nahru Dağlarının adı Akranya ve Yanari idi.Burada Damdamuza ve Urhan (Urhanus) adında iki şehir bulunuyordu.Bunlardan Urhan ,Yanari Dagının tepesine kurulmuştu.Bu şehrin bugünkü Ergani olduğu sanılmaktadır. Araştırmacı-yazar Bilal Aksoy'a göre Ergani adı batılı kaynaklarda Arghana, Arghıni olarak Gecer.Arg kelimesi özelikle gümüş karşılığı olarak kullanılmakla birlikte ;genel olarak maden ve diğer metaller anlamında da kullanılmıştır.Hıni kelimesi de mahal, yer belde demektir.Urartular zamanından beri kullanılan Han/Hıni gibi kelimeler,bölgede,otoktan Olarak yaşamakta olan halkın dilline yansımıştır. Kürtçedekiğani,farsçada hane olmuştur . Dolaysıyla Arghıni maden yeri anlamındadır.Bakır madenine izafeten dile getirlilmiştir. Çok eski bir yerleşim yeri olan Ergani'nin adı ,Ermeni esrinden argıni,çivi yazılı kaynaklarda Arsinia Peutinger tabletlerinde Arsenia diye geçmektedir. Osmanlı devrinde Ergani' ye verilen Osmaniye adı, Adana'nın eski ilçesi olan bu günkü Osmaniye ili ile karıştırıldığı için,sonradan Ergani olarak değiştrilmiştir. Tarih boyunca,Ergani birçok isimle anılmıştır.bunlardan bazıları; arkanya , Erkenin, Erkenikana, Yanari, Zülkerneyn, Arsenia, Urhana ve aşot idi. 1876 yılında şose yol yapıldıktan sonra eski Ergani' den yol boyunca ilk olarak birkaç dükkan yapıldı. Onun için uzun süre bu günkü Ergani'ye Dıkan dedi . Halen köylerde oturanlar. Ergani'ye k harfini kalın çıka-rarak Erkeni demektedirler.Halk günlük konuşmalarında ise Ergani'ye, ğ harfinin gırtlaktan çıkararak Erğeni diyorlar.
Çayönü Kazı Alanının Havadan Gürünüşü ( Prof Zülküf GÜNELİ ) ZÜLKÜF'ÜL PEYGAMBER ZİYARETİ Zülküf'ül peygamberin asıl adı beşirmiş.Ergani'nin Sesverenpınarı köyünde bir savaşa katılmış. Savaşta komutan ölünce ona vekaleten bu komutan olmuş. Adına da vekil olmak anlamında "tekafül" denmiş. Daha sonra bu Zülküf'ül adına dönüşmüş. Bu savaşta arap kölesi ile beraber yaralanmışlar ve adını alan dağa gelip ölmüşler(Şehit olmuşlar) Her ikisinin de mezarı Ergani'deki Zülküf'ül Dağındaymış.Kölesinin mezarına geceleri pamuk ve su koyarlarmış, Sabahları suyu eksilmiş pamuğuda kanlı bulurlarmış.Çünkü köle geceleri Zülküf'ül Peygamberin ve kendisinin yaralarını temizlermiş. Zülküf'ül Peygamber Erganiyi koruduğu için buraya hiç düşman girmemiş.Ayrıca burası çık bereketliymiş.Ergani sözüde bereket ve bolluk anlamına gelirmiş.Bir ara Zülküf'ül Peygamberin türbedarı türbeye ait şeyleri çalıp hırsızlık yapmış.Buna kızan Peygamberde kızıp Bağdat'a gitmiş. Ondan sonrada Ergani'ye darlık gelmiş. Ergani tarihi hakkında geniş bilgi için Tıklayın Hilar Mağaraları Hakkında bilgi almak için Hilar Mağaraları
|
||||||||||||||||